Muhacirlik şimdi büktü belumi
Hayin
Urus yaktı yıktı evumi
Not:
1.Dünya Savaşı sırasında Rus orduları
Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz kıyılarını işgal ettiler. 14 Nisan 1916’da
Trabzon’a Rus ordularının girmesiyle birlikte, binlerce aile batıya doğru büyük
bir göç başlattı. Ordu’dan Kastamonu’ya kadar, hemen her yerleşim birimine
dağılan Doğukaradenizli göçmenlerin büyük bölümü, 24 Nisan 1918 tarihli
Brest-Litovsk antlaşması sonucu Rus ordularının çekilmesiyle birlikte
yurtlarına döndüler. Göçmenlerin bir bölümü ise yurtlarına dönmeyip göç
ettikleri yerlere yerleştiler.
“Bu Ruslar’a tutsak olmaktan kaçan yüz binlerin göçüdür.
İzlediği yollarda çaresizlik, hastalık, açlık ve ölüm vardı bu
bozgunun..
...Yola çıkacak aileler yanlarına
yalnızca en gerekli eşyalarını almak zorundaydılar; yatak, çamaşır ve bir kaç
kap kacak. Geride düşmanın yararlanacağı her türlü belgeler yakılıyordu.
..Evet bir güz sabahı düştük yollara.
Büyük göç bizimle başladı Karadeniz kıyısında.Tarih Eylül 1915.
Eskilerin “sümbüli” dedikleri kapalı
ve sıkıcı bir hava vardı o güz sabahı. Denizin yüzü gülmüyor ama hiç değilse
uslu duruyordu. İlk hedef Ordu’ydu. Ondan sonra bakalım Tanrı ne gösterirdi.
“Yorgunluk açlık ve hastalık eziyor, kırıyordu
insanları. Yürümek, barınacak, beslececek bir yer bulmak zorundaydılar. Bunun
için önceki kafileleri geçmek gerekiyordu. Çoğu yalınayaktılar. Geceleri açıkta
titreşerek bir birlerine sokulanlar vardı.
Göç, sahil boyu durmadan akan bir sel
gibi devam etmiş.bu akışın yoğun günlerinde
öyle acıklı olaylar olmuş ki
söylemeye dilim varmaz yürek dayanmaz. Birbirlerini yitirenlerin
seslerini, sızlanışlarını duyuyorduk. Bağırışıyorlardı avaz avaz: “Haticeee,
kiz Haticeee nereysun?” Bir kadın rastgeldiğine sorup duruyormuş: “Uşagumi
gördünüz mü? Aha şuncacık Ali’mi he? Haburadaydı demincek? Sonra dört bir yana sesleniyor: “Aliii,Aliii”
bu kayıp olan ya da bırakılan çocukları
sonradan Trabzon Valiliği topladı ve açtığı yetimler evine yerleştirdi.
Orada barındılar, okudular ya da sanatkar oldular. Bir çoğuda yollarda öldü
tabii.
Ve göçmenler yorgun soluk soluğa, ter
içinde yürüdüler, yürüdüler... arkalarında Ruslar, ağır ağır izledi bu
yürüyüşü. Bu Harşit Irmağı’na dek sürdü.
Bu arada çetin savunmalar yaptı Osmanlı ordusu. Of’taki savunma ise bir
başka oldu. Oflular, kadını kızı, ihtiyarı genci, yurtlarını haftalarca
savundular. Karşılarında çok üstün kara kuvvetleri vardı.Üstelik Rus
Kruvazörleri de denizden toplarıyla vuruyorlardı. Kahramanca dayandı Oflular ama
sonunda yenildiler. Ölen öldü, kaçan kaçtı, kaçamayan tutsak oldu ve bir türkü
dolaşır oldu dilden dile: Muhacirlik şimdi buktü belumi”
Yolculuk günlerce sürecekti. Rus
gemileri yüzünden takalarla gidenler
kıyıya yakın gitmek ve geceyi de karada geçirmek zorundaydılar.
Vakfıkebir’e doğru karayel esti, yağmur başladı. Yorgun ve sırılsıklam ulaştık
kasabaya..
KAYNAK:Güvemli, Fevzi. (1999) Bir
Zamanlar Ordu –ANILAR- Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları